OSMANLI'NIN SHERLOCK HOLMES'U : AMANVERMEZ AVNİ

Geçtiğimiz günlerde gitmiş olduğum bir tiyatrodan bahsetmek istiyorum sizlere.

Amanvermez Avni

1908 yılı... Amanvermez lakabıyla anılan dönemin en hızlı hafiyesi Avni ve arkadaşları bir yandan padişahtan gelen emirle yanmış adam olayını çözmeye çalışırken diğer yandan gizli bir doğum yaptırıp vicdanının sesine yenik düşen bir ebeye yardım etmektedir. Kendine has yöntemleriyle olaylara yaklaşan Komiser Avni Osmanlı’nın Sherlock Holmes’u diye anılır. Tabi o, bu tarz bir benzetmeden hiç hoşlanmıyor olsa da; gerçekten de Sherlock Holmes'un Osmanlı dönemlerindeki bir versiyonu gibidir. Hafiyesi Avni de adeta bir Dr. Watson.

Oyunda hoşuma giden noktalar; özellikle sahnenin dekoru ve renkleriydi. Sizi oraya odaklayan dekor ve renklerin yanı sıra; sahneler arası geçiş çok eğlenceliydi. Ne kadar Osmanlı'nın Sherlock Holmes'u desekte asıl olaylar biraz daha geri plandayken; güldürücü yönü ön plandaydı. Hatta öyle ki bir sahnede oyunculardan biri daha gülmeye başladı ve seyirciler olarak onu alkışladık. Bunun kötü bir durum olduğunu düşünmüyorum. Aksine tiyatroyu, sinemadan daha çok sevme nedenimi gösteriyor. Oyuncu ve seyirci birbirine hem daha yakın hem de seyirci olarak daha canlı hissettiğimiz bir yer tiyatro. Oyuncuların yeteneklerini en iyi sergiledikleri, yaşama en yakın olan yer.

Eğer hiç tiyatroya gitmediyseniz; hemen şehir tiyatrolarını incelemenizi tavsiye ederim. Öyle ki bu farklı ortamı bir kere tadınca; tekrar ve tekrar izlemek isteyeceksiniz. Amanvermez Avni ile başlayın mesela.